Boğaziçi Seçiyor Bülten No:2 /Aralık 2021
Bu sayıdan itibaren bültenin içeriği 'rektör seçimi' temasının yanı sıra, Boğaziçi direnişine dair diğer konuları da kapsayacak şekilde genişletildi. Aşağıda, bir grup Boğaziçili gönüllünün yönetişim ve seçim modellerinden arazi davasına, üniversite direniş tarihinden kayyumluğum güncel icraatlarına uzanan, geniş bir yelpazede yazılarını bulabilirsiniz.
Gelecek sayılara katkıda bulunmak isterseniz, lütfen iletisim@bogaziciseciyor.org adresine yazınızı gönderiniz.
Bültene Giriş: Daha katılımcı ve demokratik bir üniversite yönetişim modeline doğru
Banu Can, Eğitim Bilimleri (MA) 2005
Boğaziçi Üniversitesi bileşenleri, 2 Ocak 2021’de gerçekleşen tepeden inme rektör atamasından bu yana, üniversite bileşenlerinin iradesini hiçe sayan bir rektör atamasını tanımadıklarını ve tanımayacaklarını defalarca tekrarladılar. Boğaziçi direnişinin temel taleplerinden biri olarak dile getirilen, tüm bileşenlerin (akademisyenler, öğrenciler, idari personel ve mezunlar) katılımıyla gerçekleşecek bir rektör seçim sisteminin nasıl olacağını etraflıca tartışmaya fırsat olmadan Melih Bulu görevden alındı.
Yazının devamı için tıklayınız.
Dünyadan Rektör Belirleme Örnekleri
Dr. Devrim Umut Aslan, Sosyoloji (BA) 2007
Dr. Doğuş Can Öksüz, Yabancı Diller Eğitimi (BA) 2013
Dünyanın önde gelen köklü üniversitelerinden örneklerle, yürürlükte olan farklı rektör belirleme süreçlerine ve yöntemlerine ışık tutmak istiyoruz. Bu şekilde Türkiye’de Boğaziçi direnişi üzerinden yürütülen tartışmalara da katkı sunabileceğimizi düşünüyoruz. Bu sayıda iki üniversiteye odaklanacağız; İngiltere’den Cambridge Üniversitesi ve İsveç’ten Lund Üniversitesi.
Yazının devamı için tıklayınız.
Mezunlar Boğaziçi Kurulu ve Mezunlar Boğaziçi Vakfı
Alpar Sevgen, RC Yüksek 1966, BÜ Fizik (Emeritus Profesör)
Mezunlar üniversitenin işleyişinin nasıl organik bir parçası olabilirler? Bu bültende, yurtdışında kimi üniversitelerde var olan modellerden de esinlenerek, yeni bir mezun oluşumunun bu işleyişteki rolüne dair bir model öneriyorum. Önümüzdeki dönemde bu modeli tartışmak üzere geniş katılımlı bir toplantı organize etmek istiyoruz.
Yazının devamı için tıklayınız.
Boğaziçi Üniversitesi Direniş Tarihi
Dr. Zeynep Akçakaya, Tarih (PhD) 2019
Tarih tekerrür etmez çünkü her olgunun başka bağlamları vardır. Fakat tarihsel olayların irdelenmesi bugün yaşadıklarımızı derinlemesine analiz etmemizde ışık tutar. Bültenin bu sayısında kısaca yer verdiğimiz Boğaziçi direniş tarihinden, Robert Kolej Yüksek Okulu’ndan Boğaziçi Üniversitesi’ne geçişe ve 2016’da Mehmet Özkan atamasına değinen iki örnek, öğrencilerin yükselttiği özgür ve özerk üniversite talebinin bağlamlar farklı olsa da bugün olduğu gibi geçmişte de, ne kadar geçerli ve hayati olduğunu anlatmaktadır.
Yazının devamı için tıklayınız.
Naci İnci Kayyumluk İşleri
Dr. Devrim Umut Aslan, Sosyoloji (BA) 2007
Enes Yılandiloğlu, Türk Dili ve Edebiyatı (Öğrenci)
Boğaziçi Üniversitesi bileşenlerinin organize ettiği oylamalarda, oylamaya katılan akademisyenlerin %95, öğrencilerin %92, çalışanların %67, mezunların da %89 oranında reddettiği Naci İnci, AKP Genel Başkanı tarafından bileşenlerin iradesi yok sayılarak geçtiğimiz Ağustos ayında kayyum olarak atandı. Sivil Alan Araştırmaları Vakfı’nın Boğaziçi Direnişi Kronolojisi’nden ve Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin hazırladığı Hasarlar Tablosu’ndan da faydalanarak, Naci İnci kayyumluğunun bu kısa sürede üniversiteye verdiği zararların dökümünü çıkarmaya çalıştık.
Yazının devamı için tıklayınız.
Doğal Sit Alanlarına Göz Diken İktidar
Kerem Kurumlu, Kimya (BA) 1999
Boğaziçi Üniversitesi ve Yakın Çevresi Doğal Sit Alanı’nın koruma statüsü yakın zaman önce değiştirildi. Bu ne ifade ediyor? İktidarın sit alanlarına yaklaşımı ve uygulamaları nelerdir?
Yazının devamı için tıklayınız.
Yavaş Köşe: Neoliberal kampüslere karşı direniş
Prof. Simten Coşar, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler (BA), 1990
Neoliberal zamanların yamacındayız -bir taraf yamaç paraşütüne uygun yükseklikte, diğer taraf silme kayalık; şu dağları, ormanları, bitki dokusunu mahvederek açılan yollarda, minimum 140’la sürelim, bol bol yakıt harcayalım, geçtiğimiz mahallere yabancılaşalım, her yol birbirinin aynısı olsun da bulunduğumuz yeri salt navigasyondan bilelim…
Yazının devamı için tıklayınız